14 Kasım 2012 Çarşamba

feminist fiona?


şrek'in fiona'sının feministleşip feministleşmediği meselesi internetin tartışma konuların biri haline gelmiş. başka bir gerçeklikte şrek'in kurtarmaya yetişemediği fiona kendi kendini kurtarmış, yeşil-dev özgürlük hareketinin başına geçmiş meğer. ama sonunda şrek onun kalbini yine kazanıyor ve o da çocuklarının anası şrek'inin karısı olduğu gerçekliğe geri dönüyor. bunun feminist olup olmadığı tartışılır. ama ben fiona'nın en başından beri feministlerin uğraştığı şeylerle uğraştığını ve bunu da iddia edildiği gibi yüzeysel yapmadığını düşünüyorum.

fiona'nın dev ve prenses gerilimi başlıbaşına bir dr. jekyll ve mr. hyde efendime söyleyim bir kurt kadın hikayesi. onlardan farklı olarak psikanalizin aydınlattığı karanlık tarafımızın beklenmedik tatlılıklarını barındıran bir karakter ama fiona. kadınlığa geçiş hikayeleri erkekliğe geçiş hikayelerinden daha tehlikesiz olduğundan değil. "çirkin" bulduğumuz, kimseye göstermemeye çalıştığımız tarafımızın insan (dev!) tarafımız olduğunu ve seven sevilen tarafımızın da o olduğunu aşikar eden bir karakter olduğu için. dev fiona prenses fiona'dan daha komik, daha sevecen, daha savaşçı ve açıkçası o ukala, soğuk, sıska kızdan daha GÜZEL!

fiona'nın savaşçı karakterinin çocuk bakımıyla mücadelesinde ortaya çıkması da rastlantı değil bence. çocukların doğumuyla artık seyircinin prenses fiona görünümlü dev fiona karakterli bir kişilik olmasından -iyi ki- umudu kestiği fiona önce dev fiona görünümlü prenses fiona olarak karşımıza çıkar. kuzu kuzu evin ve çocukların bütün işini yapmakta, şrek'in homurtularıyla başetmektedir. -alo fiona, burada işe yaramayacaktıysa karanlık tarafının ortaya çıkmasından ne anladık? deriz. ama fiona şrek'i boşayıp kraliyet ailesinin atıl duran imkanlarını çocuk bakımı için seferber etmeden şrek fiona'nın karanlık tarafının gücünü kendi kendisine fark eder. hem de kendi karanlık tarafını ehlileşme süreçlerinden kurtarmaya çalışırken. işte şrek'in o fiona'yla hiç tanışmamış olduğu gerçeklikte şrek kurtarmaya yetişemediği için kendi kendini kurtarabilmiş ve özgürlük hareketinin başına geçmiş olan fiona güzel/bütün bir karakter olarak orada ortaya çıkar. gariptir, bu mücadele zemini ve zamanı eşsizlik ve çocuksuzluktan gelmektedir ama ancak eş ve çocukların yüküyle boğuşulan diğer gerçeklik gerçek olduğunda ortaya çıkabilmiştir. yani iki gerçeklik birbiriyle zaten bağlantısız değildir. o yüzden fiona'nın "dönmesi" de bir yenilgi, savaşçılığının sona ermesi vs. değil, o yükü canını dişine takmış çekerken ne büyük bir savaş verdiğinin ancak iki gerçeklikle birden anlatılabileceğinin bir hikayesidir. iki gerçeklikle birden, çünkü sevgi ve özgürlük ancak birbirlerinden doğmalarına rağmen birarada yaşanamıyorlar. zaten o yüzden birbirlerini doğurup duruyorlar. şrek'in erkeklik: imkansız iktidar versiyonu da bu ikilemden çıkıyor. ama fiona gücü istememe gücü ile iki dünyayı biraraya getiriyor...

                                                                                                                                            elif

Hiç yorum yok: